ÜŞÜME
Üşüme damarların kasılması nedeniyle ortaya çıkar. Üşümenin birçok nedeni vardır. Kansızlık, damar hastalıkları , romatolojik hastalıklar ve yaşlanma üşüme yapar. Ancak Tiroid bezi yetmezliği yani Hipotiroidi ve yemek sonrası kan şekeri düşüklüğü de üşüme yapan önemli hastalıklardır. Bu nedenle mutlaka bir ENDOKRİN UZMANINA başvurunuz.
ÜŞÜME YAPAN TİROİD YETMEZLİĞİ (HİPOTİROİDİ) NEDİR?
Tiroid bezinin az çalışmasına ve bu nedenle tiroid hormonlarını az üretmesine ve sonuçta kanımızda tiroid hormonlarının (T3 ve T4) düşük olması durumuna tiroid yetmezliği veya tıp dilinde hipotiroidi denir. Tiroid hormon yetersizliği sonucu vücudumuzun tüm metabolik olaylarında yaygın yavaşlama vardır ve bu nedenle vücudun dengesi alt üst olur. Vücuttaki bu bozuklukların yanı sıra ruhsal çöküntü, unutkanlık, hareketlerde yavaşlama ve uykusuzluk görülür. Hamilelik döneminde tedavi edilmeyen tiroid yetmezliği bebeklerde zeka geriliğine neden olabilmektedir.
Hipotiroidizm, toplumda % 4.6 oranında bulunur. Bunun çoğunluğunu başlangıç halindeki veya hafif derecedeki tiroid bezi yetmezliği (sadece TSH yüksek fakat T3 ve T4 normal olması) oluşturur. Tiroid yetmezliği tiroid fazla çalışmasından daha çok görülür ve nodüllerden sonra en sık görülen tiroid hastalığıdır.
Tiroid Bezi Yetmezliğinin Nedenleri Nelerdir?
Tiroid bezi yetmezliği kalıtım, mikroplar, yaşlanma, iyot eksikliği veya fazlalığı ve kullanılan bazı ilaçların yan etkisi nedeniyle oluşabilmektedir.
Tiroid bezi yetmezliğinin en sık nedeni Hashimoto Hastalığı geçirmektir. Hashimoto hastalarının hemen tamamında hipotiroidi kalıcı olarak yerleşir. Bu hastalıkta tiroid bezi, nedeni bilinmeyen bir şekilde küçülür ve hormon yapacak hücreler azalır; sonuçta tiroid hormonu az yapıldığından tiroid yetmezliği ortaya çıkar.
TİROİT BEZİ YETMEZLİĞİNDE OLUŞAN ŞİKAYET VE BELİRTİLER
Tiroid bezi yetmezliğine ait şikayetler hastalığın şiddetine göre değişir. Bazen hiçbir şikayet yok iken bazı hastalarda çok şiddetli belirti ve şikayetler ortaya çıkar. Bazı belirtiler özellikle yaşlı kişilerde yaşlılığa bağlanır ve hastalık akla gelmez ise atlanır.
Tiroid bezi az çalışan ve tiroid hormonları kanda azalan bir kişide şu belirtiler olabilir:
• Kolay yorulma, yorgunluk, bitkinlik, enerji azlığı (yaygın) • Hatırlamada zorluk, unutkanlık, yavaş düşünme, konsantre olamama • Hareketlerde yavaşlık • Sabahleyin uyanmada zorluk, daha çok uyku isteği, gün içinde uyuklama • Üşüme veya kendini soğuk hissetme • Terlemenin azalması • Kuru, soğuk, kalın ve kaşınan bir deri • Sarı veya portakal renginde bir deri • Kuru, kaba ve kolay kırılan tırnaklar • Saç dökülmesi, saçlarda azalma, kaşlarda dökülme • İştah kaybı • Kilo alma ve kiloyu verememe • Horlama başlaması • Kas krampları ve eklemlerde ağrı oluşması • Kaslarda iğne batması hissi veya karıncalanma • Kabızlık olmaya başlaması • Göz etrafının ve göz altının şişmesi • El, ayak ve eklemlerde şişlik • Karpal tünel sendromu denilen el bileğinde sinir sıkışması ve ağrı • Adet kanamalarının daha fazla miktarda olması, adetlerde kramp olması ve adet öncesi dönemin kötü geçmesi • Bazı kadınlarda adet sıklığının azalması veya adetlerin kesilmesi • Depresyon gelişmesi ve hiçbir şeyle ilgilenmeme • Sesin kalınlaşması ve ses kısıklığı • İşitmede azalma oluşması • Guatr oluşması (Hashimoto hastalarında olur) • Tiroid bezinin küçülmesi (tiroid bezi iltihaplarına veya Hashimotonun son evresine bağlı olarak) • Kalp hızının ve nabız sayısının azalması • Kan kolesterol düzeyinde artma • Gebe kalamama (kısırlık) • Libido (Cinsel istek) azlığı ve empotans • Reflekslerin yavaş olması • Kekemelik
HİPOTİROİDİ (TİROİT BEZİ YETMEZLİĞİ) NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Hipotiroidi hastalığı kan testleriyle kolaylıkla teşhis edilir. Test olarak T3, T4, TSH, anti-TPO antikoru ölçülür ve tiroid ultrasonu yapılır. Kanda serbest T4 hormonu düşük ve TSH yüksek ise hipotiroidi tanısı konur. Serum T3 düzeyleri değişkendir ve bazen normal sınırda olabilir. Çok nadiren hipofiz bezi yetmezliğine bağlı tiroid bezi yetmezliği olabilir, o zaman TSH hormonu düşük, T4 ve T3 hormonu da düşüktür. Tiroid bezi yetmezliği teşhis edilen hastalarda tam kan sayımı, karaciğer testleri ve kolesterol, trigliserit ve LDK kolesterol tetkikleri ile kalp grafisi (EKG) tetkiki yapılır. Kalp hastalığı riskini anlamak için kanda homosistein ve hassas CRP tetkiklerine bakılması faydalıdır. Kansızlık varsa kanda ferritin, B12 vitamini ve folat düzeylerine bakılarak demir eksikliği veya vitamin eksikliği olup olmadığı araştırılır.
TEDAVİDE LEVOTİROKSİN İLACI KULLANILIR. BİR ENDOKRİN UZMANI SİZİ TEDAVİ EDER.
2. BİR ÜŞÜME NEDENİ OLARAK ŞEKER DÜŞÜKLÜĞÜ (HİPOGLİSEMİ)
Yemek sonraları kan şekeri düşüklüğü, yaşamı çok kötü etkileyen, enerjiyi düşüren, halsizlik, yorgunluk ve baş dönmesi yapan, iş verimini düşüren ve sizi kızgın, öfkeli, sabırsız bir hale getiren bir durumdur. Çok sık olmasına rağmen üzerinde pek durulmayan önemli bir hastalıktır. Kilo veremeyen kişilerin çoğunda reaktif hipoglisemi vardır.
Gün içinde acıkma atakları oluyor ve şekerli gıdalara saldırıyorsanız; öğleden sonraları baş ağrısı varsa; uykudan birkaç saat sonra gece yarısı uyanıyor ve zor uyuyabiliyorsanız; kötü rüyalar görüyor ve devamlı bir yorgunluk varsa; öğleden sonra canınız şeker veya kahve içmeyi çok istiyorsa; baş dönmeleri varsa; yemek yiyinceye kadar halsizlik ve yemek gecikince kendinizi bitkin hissediyorsanız; halsizliğiniz yemek yiyince düzeliyorsa; yemek gecikince ellerde titreme ve çarpıntı oluyorsa; çok duygusalsanız, çabuk sinirleniyor ve kontrolünüzü kaybediyorsanız; yemek önceleri çok huzursuzsanız; yemeklerden sonra uyku basıyor ve gün boyu uyukluyorsanız, bu belirtiler kahvaltı öncesi de oluyorsa, kan şekerinizde düşüklük olabilir. Bunun başlıca nedeni de dengesiz beslenme, fazla karbonhidratlı, nişastalı gıdalar ve şeker yeme, stres ve aşırı kafein alımı (kahve, çay, kola) veya ailenizde şeker hastalığı olmasıdır.
Kilolu kişilerde hipoglisemi atakları daha fazla görülürse de, normal kilolu ancak egzersiz yapmayan ve depresyon yaşayan kişilerde de kan şekeri düşüklüğü olabilir. Bu kişilerin bir kısmı psikolog ve psikiyatrlarda depresyon tedavisi görürler. Kan şekerinde düşme, genellikle sabah saat 11.00 ve öğleden sonra saat 16.00 civarında daha sık olur. Bu hastalar bu saatlerde biraz daha yorgun olurlar, hafif baş ağrısı, depresyon ve derin bir açlık hissederler. Bu nedenle de, bu saatlerde çikolata, kek, pasta, kurabiye yer veya kola içerler. Bu gıdaları alan kişinin şikayetlerinde hafif bir düzelme olur. Sabah saat 11.00’de oluşan kan şeker düşüklüğünün nedeni sabah kahvaltıda yenen şekerli ve nişastalı gıdalardır. Öğle yemeğinde yenen tatlı ve nişastalı gıdalar da öğleden sonra, saat 16.00’da kan şekeri düşmesine neden olur.
Buna karşılık sabah ve öğleyin proteinli gıda alanların kan şekerinde pek düşme olmaz. Kan şekeri düşünce yenen şekerli gıdalar 30-60 dakika süreyle bir rahatlık sağlar, ama daha sonra kan şekeri tekrar düşer. Sonunda bu kişiler gün içinde kan şekerinde yükselme ve düşmeler yaşar ve bol miktarda şeker, çikolata ve buna benzer şekerli gıdalar tüketirler. Bu kişiler sabah kalktıklarında huzursuzdurlar, kavga etmeye ve tartışmaya eğilimlidirler. Bir şeyler yedikten sonra rahatlarlar
Bazı kilolu kişiler ise diyete başladıktan sonra, baş dönmesi ve açlık atakları ortaya çıktığı için diyeti bırakırlar. Bunun nedeni kan şekerinin düşmesidir. Kan şekerinin düşmesini önlemek için, tam tahıl ürünleri (tam buğday ekmeği, çavdar gibi), sebze ve meyve yemelidir. Bu kişiler diyet yaparken üç ana öğün üç ara öğün yemek yemelidirler.
Bu amaçla Prof Dr Metin Özata'nın Gİ diyeti isimli kitabını okuyunuz.
|