GÖZ VE VİTAMİN
Göz hastalıklarında vitaminlerin yeri ve hangi vitamin eksikliğinin hangi göz rahatsızlığına neden olduğu konusunda bilgi verilmiştir.
1.A VİTAMİNİ VE GÖZ
A vitamininin başlıca görevlerinden biri görme ile ilgilidir. Gözün arka tabakasına retina ismini vermekteyiz. A vitamini burada bulunan rodopsin denen ve ışığı tanıyan proteinlere bağlanarak geceleri görmemizi sağlar. A vitamini ya da retinol eksikliğinde gece körlüğü denen gece görememe hastalığı oluşur.
A vitamini yetersizliğinde şu bulgular ortaya çıkar:
•Gece körlüğü •Gözyaşının azalması ve kuru göz (Kseroftalmi) •Göz kornea tabakasında yara
Günlük A vitamini ihtiyacı 19 yaşın üzerindeki kişilerde, erkekler için günde 3000 ünite (900 mikrogram), kadınlar için günlük 2.330 ünite (700 mikrogram ), gebelikte 2.665 ünite ve emzirirken 4.335 ünitedir.
Sağlıklı kişilerde karaciğerde yeteri kadar A vitamini depolanmış olup geçici veya kısa süreli yağ emilim bozukluğunda A vitamin yetersizliği olmaz. Ancak uzun süren yağ emilim bozukluğunda A vitamini yetersizliği oluşabilir. Yumurta ve sğüt ürünleri yemeyen vejeteryan kişilerde A vitamin eksikliği olabilir. Bu kişilerin koyu yeşil yapraklı sebzeler ile koyu sarı meyve ve portakal yemelidir.
2.E VİTAMİNİ VE MAKULA DEJENERASYONU
E Vitamini göz retina dejenernarsyonunda faydalı olabilir.
E vitamini yağda eriyen bir vitamin olup vücudumuzda 8 farklı şekilde bulunur. Gıdalarda bulunan gama-tokoferol iken dokularda ve ilaçlarda alfa-tokeferol bulunur. Vücudumuzda etkili olan ve dolaşımda bulunan alfa tokoferoldür.
E vitamininin Alfa-tokoferol tipi bir antioksidandır yani vücutta çeşitli nedenlerle oluşan zararlı oksijen ürünlerini yok eder. Bu nedenle vücudumuzu sigara ve çevreden alınan zehirli maddelerin hasarından korumaya çalışır. E vitamini bu antioksidan özelliği sayesinde kalp, damarlar, beyin ve sinir fonksiyonları düzenler ve yaraların iyileşmesinde faydalı olur.
Gama tokoferol isimli E vitamini türü ise, prostat kanserinden bizi korur.
Günde 15 mg (22.5 ünite) E vitamini alınmalıdır.
E Vitamini hangi Gıdalarda Bulunur?
Zeytinyağı, ayçiçeği yağı, ayçiçeği çekirdeği, ceviz, badem, tereyağı, kırmızı et, ıspanak,brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler ve kivi, mango ve muzda E vitamini vardır.
E vitamini En iyisi günde 400 ünite kadar almaktır. 400 üniteden fazla alınan E vitamini uzun sürede ölüm olaylarını artırır.
3.RİBOFLAVİN (B2 VİTAMİNİ) KATARAKT GELİŞİMİNİ ÖNLER
Riboflavin, bazı kanserlerin gelişmesini ve kansızlığı önler. Gözde katarakt oluşmasını (1.2 mg/gün gibi dozlarla) önlediği gibi, göz yorgunluğunu hafifletir ve migren ataklarını azaltabilir.
B2 vitamini özellikle et, karaciğer, tavuk, yağsız süt, yoğurt, yumurta sarısı, peynir, papatya, ısırgan otu, adaçayı, brokoli, ıspanak, yeşil yapraklı sebzeler, balık, baklagiller ve tahıllarda bulunur
B2 vitaminine tıp dilinde riboflavin denir. Riboflavin besin maddelerinin enerjiye dönüştürülmesinde, büyümede ve vücut direncinin artırılmasında faydalı olur. Riboflavin enzimlerin ve proteinlerin yapısında bulunur ki bunlara flavokoenzim ve flavoproteinler denir. Bu enzimler elektron transportu yaparak enerji üretiminde görev aldığı gibi karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasında rol alır.
Glutatyon redüktaz enziminde bulunarak antioksidan özellik gösterir.
Ribofalavin alınması homosisteini düşürür. Riboflavin demir emilimini de etkiler ve demir ile birlikte alındığında demir eksikliği anamisi daha iyi düzelir.
4.ŞEKERİN GÖZDE YAPTIĞI HASARI ÖNLEMEK İÇİN C VİTAMİNİ
Şeker hastalarında göz, sinir ve damarlarda şekerin yaptığı hasarı önlemek için C vitamininin ilave alınması gerekir. C vitamini hücrelerdeki sorbitol denen şekeri artırarak yüksek kan şekerinin yan etkisini önler. Şeker hastalığında böbreklerde hasar oluştuğunda idrarda protein kaçağı başlar. Şeker hastalarında C vitamini alınmasıyla idrarla atılan protein miktarının azaldığı da saptanmıştır. Şeker hastaları bu nedenle mutlaka C vitamini içeren antioksidan ilaçlar almalıdırlar.
Yaygın olarak bilinenin aksine C vitamininin fazla alınması soğuk algınlığı veya nezleden korumaz.
Günde 1000 mg’dan fazla alındığında bulantı, midede kramp, ishal yapar ve böbrek taşı oluşma riski artar.
5.MAĞNEZYUM VE GÖZ DİBİ (RETİNA)
Mağnezyumun kan şekerinin ayarlanmasında önemli rolü vardır. Mağnezyum yetmezliği olan şeker hastalarında göz dibindeki retina adı verilen damardan zengin bölgesinde daha fazla bozukluk görülür.
Mağnezyum Hangi Gıdalarda Bulunur?
Ispanak gibi yeşil sebzelerde mağnezyum bol bulunur. Kuru baklagiller, kuru yemiş (ceviz, badem gibi) ve tam tahıllar ve içme suyu mağnezyum kaynağıdır. Yer fıstığı, kepekli ekmek, peynir, tavuk, biftek, patates, portakal, domates, soğan, incir, üzüm, hurma, ceviz, badem, tohumlar, tam tahıllar, çavdar, yoğurt, patates, havuç, kereviz, fındık, marul ve pırasa gibi yeşil sebzelerde magnezyum bulunmaktadır.
Yeterli mağnezyum almak için günde 5 porsiyon sebze ve meyve yenmelidir. Rafine besinlerde mağnezyum çok az bulunur. Tam buğday ekmeğinde beyaz ekmeğe göre 2 kat daha fazla mağnezyum vardır. Mağnezyumun bir kısmını içtiğimiz sudan alırız. Sert sularda daha fazla mağnezyum vardır.
Günlük mağnezyum ihtiyacı 320-420 miligram kadardır.
Yeteri kadar yeşil sebze ve fındık, ceviz gibi mağnezyumdan zengin gıdalarla beslenenlerde şeker hastalığı riskinin azaldığı gösterilmiştir.
Yeteri kadar mağnezyumdan zengin gıdalarla beslenenlerde Tip 2 diyabet denen erişkin tip diyabetin daha az görüldüğü saptanmıştır
6.ÇİNKO EKSİKLİĞİ GÖZ YARALARINA NEDEN OLUR
Çinko, vücudumuzdaki birçok enzimin ve insülin hormonunun yapısında bulunan önemli bir mineraldir. Çinko vücudumuzda çoğunlukla iskelet kemikleri ve kaslarda bulunur. Bağırsaklardan emilmesi için pankreasın salgıladığı enzimlere ihtiyaç vardır. Çinko vücutta birçok enzimin yapısında bulunur ve ayrıca hücre membranı dediğimiz hücreyi çevreleyen zarda bulunarak hücreyi oksitleyici radikallerden korur. Çinko ayrıca RNA ve DNA’yı sabit hale getirir ve DNA’nın iyi çalışmasını sağlar.
Prostat bezinin ve üreme organlarının iyi çalışması için yeteri kadar çinko alınması gerekir.
Çinko, bağışıklık sistemi dediğimiz vücut direncinin güçlenmesinde, yara iyileşmesinde, tat ve koku duyusunun oluşmasında, büyüme, gelişme ve gebelik döneminde faydalı etkileri olan bir mineraldir.
Çinkonun iştah üzerine olan etkileri de vardır ve bu konuda araştırmalar henüz sonuçlanmamıştır.
Sperm hareketinin artmasında çinkonun rolü vardır.
Çinko kuvvetli bir antioksidandır. Vücudumuzda bakır-çinko süperoksit dismutaz (CuZnSOD) isimli antioksidan bir enzimin yapısına girerek bağışıklık sistemini kuvvetlendirir.
Günlük çinko ihtiyaç 11 mg kadardır.
Çinko Hangi Gıdalarda Vardır?
Arpa, peynir, sığır eti, kepekli ekmek, tavuk, yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, balık, patates, ceviz, badem, tam tahıl, kuru fasulye, lahana, ayçekirdeği, karaciğer, kuzu eti ve tahıllarda çinko vardır. Kırmızı et ve tavuk eti gibi hayvansal gıdalarda bulunan çinko daha kolay emilir.
Diyete ilave olarak çinko ve demir alınacaksa, ikisinin farklı zamanlarda alınması gerekir.
Çinko eksikliği için kanda çinko seviyesini ölçmek gerekir. Kanda 60 mikrogram/dl’den az ise çinko yetmezliği vardır. Yalnız kandaki çinko seviyesi dokulardaki çinko hakkında yeterli bilgi vermez. Dokularda çinko eksikliği olup olmadığını anlamak için eritrosit alkalen fosfataz veya serum süperoksit dismutaz aktivitesini ölçmek gerekir. Kanda alkalen fosfataz düzeyinin çok düşük olması da çinko yetmezliğini düşündürebilir.
Çinko Fazla Alımının Zararı?
Fazla alınan çinko kişilerde bulantı, kusma, ishal ve karın ağrısı yapar. Genellkle çinko bulaşmış içecekler ve gıdalarla bu çinko zehirlenmesi ortaya çıkar. Uzun süre çinko alanlarda bakır yetmezliği ortaya çıkabilir.
7.ÜZÜM ÇEKİRDEĞİ GÖZ HASTALIKLARINA FAYDALI
Üzüm çekirdeği genellikle kalp, damar hastalığı ve damar sertliğinden korunmak, tansiyon, kolesterol yüksekliği ve dolaşım bozuklu için kullanılır. İçinde çok kuvvetli bir antioksidan olan proantosiyanidin vardır. Bazen makula dejenerasyonu ve şeker hastalığının sinir ve göz hasarından korunmak için alınır. Kapsül veya tablet şeklinde bulunur. Bununla birlikte bilimsel çalışmalarda üzüm çekirdeğinin antioksidan etkisi olduğu saptanmıştır. Üzüm çekirdeği LDL kolesterol denen kötü kolesterolün oksidasyonunu önleyerek faydalı olmaktadır. Ağızdan alınınca iyi tolere edilir ve klinik çalışmalarda 8 hafta süresince güvenle kullanılmıştır. Yan etki olarak bazen baş ağrısı, saçlı deride kruma ve kaşıntı, bulantı ve başa dönmesi oalabilir. Diğer ilaçlarla etkileşimi bilinmiyor.
8.OMEGA-3 BEBEKLERDE GÖZ GELİŞİMİNE FAYDALI
Prematür doğan bebeklerde göz ve sinir dokusu gelişimi için mamalara DHA katılması düşünülmüştür. Ancak yapılan bilimsel çalışmalarda faydalı olduğunu bildiren sonuçlar olduğu kadar faydalı olmadığını bildiren çalışmalar da vardır.
9.YABAN MERSİNİ GÖZLERE ÇOK FAYDALI
Yaban mersini ve diğer böğürtlen ve çilek gibi meyvelerin içinde insüline benzer maddeler vardır ve kan şekerini düşürür. Ayrıca meme, prostat ve ağız kanser hüclerini laboratur ortamında öldürür. Kolon(kalın bağırsak) kanserine karşı korur. Yaban mersini ayrıca cranberry gibi idrar yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu bir etki gösterir ve E.coli bakterisinin idrar yollarına yapışmasını önler.
Yaban mersini içinde bulunan antosiyanin isimli antioksidan madde iltihap yapan sitokinleri önlemektedir. İçinde bulunan ellajik asit kanser oluşumunu önler. Yaban mersininden hergün bir-iki su bardağı kadar yemek gerekir. Yaban mersini içinde polifenoller, salisilik asit, karaotenler, lif, folik asit, C vitamini, B vitamini, potasyum, manganez, mağnezyum, demir, riboflavin, niasin, fitoöstrojenler vardır. İçinde bu kadar faydalı besin içeren çok az gıda vardır.
Yaban mersini, ıspanak ve deniz somonu en önemli üç süper besindir. Yalnızca bu üç besini tüketmek bile sizi birçok hastalıktan korur. Sadece bir porsiyonu beş porsiyon kadar havuç, elma , brokoli ve balkabağı kadar antioksidan madde içerir. Yarım su bardağı yaban mersini 1733 üniteE vitamini, 1200 mg C vitamini içerir. Yaban mersini yaşlanmayı önler , vücuttaki sarkmaları önler, kanserden korur. Alzheimer, bunama, makula dejeneransı gibi hastalıklardan bizi korur. Koyu mavi-mor renkli bu meyvenin rengini antosiyanidin pigmetleri verir.
Meyvenin rengi ne kadar koyu olursa bu pigment yani faydalı etkisi o kadar fazladır. Bu meyve multipli sklerozisli hastalarda da faydalı olabilir. Bağırsaklara ve sindirim sistemine faydalıdır, kabızlık ve ishale iyi gelir. Yaban mersinin kurusunu da tüketebilirsiniz. Yaban mersini kurusu, erik kurusu yulaf ezmesiyle birlikte yiyebilirsiniz. Kuru meyveler kırışıklıkları giderir.
Ülkemizde yaban mersini başta rize olmak üzere Karadeniz bölgesinde, Antalya ve Isparta bölgesinde yetişmektedir. Rize’de LİKAPA, Trabzon’da LİGARBA, Rize Pazar ilçesinde KASKANAKA, Ardeşen ilçesinde ise ÇERA, Artvin’de MORSİVİT veya MAHABAK olarak isimlendirilen yaban mersini göz yorgunluğunu giderici ve gece görme özelliğini artırıcı özelliği de vardır. Varis ve basur (hemoroid) için de faydalıdır. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Çelik yaban mersininin Türkiye'de yaygınlaşması için büyük uğraş veren bir bilim adamımızdır ( http://maviyemislikapa.sitemynet.com/likapa_maviyemis/id4.htm, www.uzumsu.com)
10.BÖĞÜRTLEN GÖZ SAĞLIĞINDA FAYDALI
Böğürtlenler idrar yolu iltihaplarının tedavisi için 1920’li yıllardan bu yana kullanılmaktadır. Yeni bir araştırma böğürtlende bulunan tannin (proantosiyanidin)’ in isimli maddenin koli (Escherisha Coli) mikrobunun idrar yollarının içine saran epitele yapışmasını önlediğini göstermiştir. Böylece kişiler idrar yolu iltihabından korunmaktadırlar.
Böğürtlenlerin bu faydalı etkisi nedeniyle ağız içinde oluşan iltihapların tedavisinde de kullanılabileceğini düşündürmüştür. İdrar yolları iltihabı olanların ve özellikle şeker hastası bayanların böğütlen yemeleri bu yönden faydalıdır. Böğürtlen, ahududu, yabanmersini ve çilek gibi meyvelerin kalp hastalığı ve kanserden koruduğu, yaşlanmayı yavaşlattığı, görme keskinliğini artırdığı iddia edilmiştir. İçinde bulunan lutein göz sağlığı için çok faydalıdır. Yaban mersini içinde antosiyanin denen antioksidan polifenol ve kanserle savaşan ellagik asit, coumarik asit ve ferulik asit vardır. Bunlar ayrıca Helikobakter pilori bakterisi öldürerek ülser ve gastritte faydalı olurlar.
Bunların içinde antioksidan potansiyeli en fazla olan yaban mersinidir. Çin’de bulunan Goji Berri adlı böğürtlen tipi de bu tür faydalı etkilere sahiptir.
11. Ispanak ve Kabak MAKULA DEJENERASYONUNDA FAYDALI
Ispanak ve kabakta bulunan Lutein, zeaxantin ve mesozeaxanthin göz dibindeki makula bölgesinde bulunan bir pigmenti (renk maddesi) oluştururlar. Luteinin göz sağlığı üzerinde etkisi araştırılmış ve soınuçta antioksidan etkili olduğu ve ışığın zararlı etkisini (fototoksite) önlediği ortaya konmuştur. Makula dejenerasyonu olan hastalarda lutein ve zeaxantin düzeyi düşük bulunmuştur.
Luteini gıdalarla fazla alanlarda yaşa bağlı makula dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı) isimli göz hastalığı veya katarakt daha az görülür.
Luteinin gıdalarla alınması kapsül şeklinde alınmasından daha fazla faydalıdır..
Lutein ıspanakta ve kabakta bol miktarda vardır. Yüz gram ıspanakta 7.4 mg ve 100 gram pişmiş kabakta 14.4 mg lutein bulunur. Ispanak haftanın birçok günü bir su bardağı kadar pişmiş olarak veya 2 su bardağı kadar çiğ olarak yenebilir. Ispanakta bulunan besin içerikleri şunlardır: lutein/zeaksantin, beta karoten, bitlisel omega-3, glutatation, alfa-lipoik asit, C ve E vitamini, B vitaminleri, mineraller (kalsiyum, demir, mağmezyum, manganez, çinko), polifenoller ve betain. Ispanak , yaban mersini ve somon ile birlikte süper besinler grubunun en önemli 3 gıdasından birisidir.
Ispanak yiyenlerde kalp ve damar hastalığı, kanser, yaşa bağlı gözdeki makula dejenerasansı ve katarakt görülmesi azalır. Bir su bardağı çiğ veya yarım su bardağı pişmiş sebze bir porsiyondur. Ispanak konezim Q10 un ve K vitaminin başlıca kaynağıdır. Ispanakta bulunan betain kandaki homosistein denilen kalp hastalığı riskini gösteren maddeyi azaltır. Turuncu renki dolmalık biber de ıspanağa yakın bitkidir ve benzer besin maddeleri içerir. Marul ve aysberg de ıspanağa benzer. Ancak marul aysbergten daha faydalıdır.
12.Deniz Somon Balığı GÖZDEKİ MAKULA DEJENERASYONUNDA FAYDALI
Somon balığının soğuk sulardaki yetişen türünde omega-2 daha fazla olduğu için bu balık öne çıkarılmıştır. Balık türlerinin yağlı olanlarının da omega-3 fazladır vu bu tür balılklar yani sardalye, ringa, deniz levreği ve hamsi gibi balıklar mutalaka haftada en 2 kez yenmelidir. Somon balığında ve diğer balıklarda omega-3 yağ asitleri, D vitamini, B vitaminleri, selenyum, porasyum ve protein vardır. Konserve ton balıklarını da haftada bir defadan fazla yememelidir. Omega -3 yağ asitleri sayesinde balık yemek kalp hastalıuğından korur, kan basıncını yani tansiyonu kontrol altında tutar, kansere karşı korur, gözdekşi yaşlılıkta oluşan sarı nokta hasarından korur, romatizlal hastalıkları hafifletir ve depresyona iyi gelir.
13. Bal Kabağı
Bal kabağı içinde bulunan karoten, yüksek lif, C ve E vitamini, potasyum, mağnezyum ve pantotenik asit vitamini yönünden çok faydalı bir meyvedir. Kalorisi de düşüktür. Besinlerden içinde karotenoid miktarı en yüksek olanlardan birisidir. Günde yarım su bardağı bal kabağı ihtiyacımız olan A vitamini (karaotenoidler) miktarının birkaç katını karşılar. Alınan karotenoid sizi kalp hastalığı, karatarkt, ve makula göz dejeneransından korur. Bir su bardağı pişmiş bal kabağında 11.7 mg alfa karoten vardır. Bir su bardağı pişmiş havuçta ise 6.6 mg alfa karoten vardır. Lif miktarı fazla olduğundan (yarım su bardağında 5 gram lif vardır) kabızlığı iyi gelir. Balkabağından haftada birkaç gün yarım su bardağı tüketebilirsiniz. Bal kabağının çekirdeği veya kabak çekirdeği de sağlığa faydalıdır. Kabak çekirdeğinde E vitamini, potasyum, mağnezyum, çinko,omega-3 ve omega-6 yağ asitleri vardır.
KAYNAKLAR 1. Prof Dr Metin Özata, Vitamin Mineral ve Bitkisel Ürün Kullanım Rehberi, Gürer yayınları, 2009
|