DIYABET
DIYABET
PROF DR METIN OZATA
GİZLİ DİYABET VE OBEZİTE ÇOCUK VE GENÇLERDE SALGIN HALİNDE ARTIYOR
Gizli Diyabet yani gizli şeker son yıllarda ummadığımız ölçüde artış göstermeye başladı. Bunun nedeni beslenme alışkanlıklarındaki bozukluklar, hareketsizlik, gıdalardaki katkı maddeleri, üzüntü, sıkıntı ve stres olmakla birlikte ailede şeker hastalığı olması, uykusuzluk, düzenli uyumama, beyaz ekmek fast food gıdaların fazla yenmesi okul kantinlerinde sağlıksız gıdaların olması, patates kızartması, jips, meşrubat, kola alışkanlığı ve zamanın çoğunu bilgisayar ve televizyon karşısında geçirme büyük rol almakta. Hızlı kilo alan ve zor veren, adet düzensizliği olan çocuğunuz varsa gizli diyabetten şühelenin. Bir endokrin uzmanına başvurarak gerekli testleri yaptırın. Özellikle anne ve babada şeker hastalığı ve tiroid hastalığı varsa bu yönden araştırma yapmak gerekiyor.
GİZLİ DİYABET NEDİR? Gizli diyabet açlık kan şekerinin 90-126 mg/dl arasında olması durumudur. Bazen OGTT dediğimiz şeker yükleme testinde aşırı insülin salgılanmaları ve aşırı glukoz yükselme veya aşırı düşmeleri de bu hastalığa işaret edebilir.
GİZLİ DİYABET-ŞEKER BELİRTİLERİ Hızlı kilo alma Kilo vermede zorlanma Uyku basması Çikolata veya şeker düşkünlüğü Çabuk sinirlenme Öfke patlamaları Halsiz yorgun ve enerjisi düşük olma, bitkinlik Konsantre olamama Duygusal olma Ağlama nöbetleri Kolay depresyona girme Terlemede artış Cinsel istek azlığı Açlığa dayanama Yemek yiyince rahatlama veya kendini iyi hissetme Tansiyon düşmeleri Baş dönmeleri Stresli durumlarla baş edememe
KİMLER RİSK ALTINDA
· Şişman veya kilolu olmak · Bel çevresi 90 cm’den fazla olmak · Hareketsiz yaşamak · Sigara içmek · Alkol kullanmak · Düşük lifli gıdalarla beslenmek (sebze-meyve az tüketmek) · Margarin yemek · Balık az yemek · İleri yaşta olmak ( özellikle 45 yaş üzeri risk artar) · Kadınlarda daha fazla görülür · Genetik eğilim · Önceki gebelikte kan şekerinin yüksek olması · Ailede şeker hastalığı olması · Tansiyon yüksekliği · Kan yağlarında yükseklik olması · Horlamak veya gece uykuda nefes durması · Polikistik over (yumurtalık) bulunması · Kanda insülin hormonunun yüksek olması · Homosistein yüksekliği · Stresli bir yaşam, Üzüntü, Sıkıntı
NE YAPMALI? Önce bir endokrinoloji uzmanına başvurarak hormon testlerinin analizini yaptırınız. İnsülin direnci ve Gi diyeti yapınız
1: Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği veya çavdar ekmeği yemek 2. Margarin, kuyruk yağı veya iç yağı yerine zeytinyağı yemek 3. Hergün 4-5 tane ceviz veya badem yemek 4. Nişastalı gıdaları yememek 5. Pirinç pilavı yerine bulgur pilavı yemek 6. Renkli sebze ve meyveleri bol yemek 7. Yağlı süt, yoğurt ve peynir yerine yağsız süt, yoğurt ve peynir yemek 8.Kızartma yerine buharda (fırında) veya ızgarada pişmiş yemek yemek 9. Tatlı yerine meyve yemek 10. Kola veya gazoz yerine su içmek 11.Kahve ve siyah çay yerine adaçayı, rezene veya ıhlamur içmek 12.Haftada bir defa kırmızı et, diğer günler balık veya hindi ve tavuk eti yemek 13. Pasta, kek, börek ve dondurma yerine meyve yemek 14. Hamburger veya pizza yerine Akdeniz salatası yemek 15. Hazır veya işlenmiş gıda yerine doğal veya dondurulmuş gıda yemek 16. Öğünlerde bol salata yemek 17. Meyve suyu yerine meyveyi kabuğu ile yemek 18. Kuru baklagilleri sık yemek 19. Sakatat (karaciğer, böbrek, beyin, işkembe) yememek 20. Haftada 3 yumurtadan fazla yememek, onları da haşlama olarak yemek 21. Etli yemeklere yağ koymamak 22. Yemeklere daha az tuz koymak
İnsülin direnci çağımızın salgın hastalığıdır. Önce gizli şeker yapar ve dikkat edilmez ve uygun beslenme değişiklikleri yapılmaz ise diyabet yani şeker hastası yapar.
Vücudumuz kendisi için gerekli olan enerjiyi yediğimiz gıdalardan elde eder. Yemek yedikten sonra gıdalar bağırsaklarda parçalanarak ufak şeker parçalarına dönüşür ve daha sonra bağırsaktan emilerek kan akımı yoluyla vücudumuza dağılır. Enerji sağlanması için kan şekerinin özellikle kas, karaciğer, yağ ve beyin gibi dokular olmak üzere tüm organların hücrelerine girmesi gerekir. Kanda bulunan şekerin hücrelere girmesi pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu sayesinde olur. İnsülin hormonu kanda yoksa veya olduğu halde hücrelerce emilemiyor ve etki gösteremiyorsa kandaki şeker hücreye giremediğinden birikir ve şeker yükselmeye başlar. İşte kan şekerinin sabah aç karna yapılan ölçümde 126 mg/dl yi geçmesi durumuna şeker hastalığı diyoruz.
Tip 2 diyabet veya gizli şekeri olan kişilerde birlikte tansiyon yüksekliği, kanda trigliserit yüksekliği, insülin hormon yüksekliği, ürik asit yüksekliği ve göbekte yağlanma ve şişmanlık birarada ise bu duruma metabolik sendrom denir. Metabolik sendromu yapan etken insülinin iyi çalışmaması yani insülin direncidir. Bel kalınlığı veya bel çevresi artmış olanlarda (şişmanlarda) bu hastalık daha fazla görülür. Birlikte karaciğer yağlanması, yumurtalıklarda kist (polikistik over hastalığı), kan pıhtılaşmasına eğilim, HDL kolesterolde azalma ve idrarla atılan proteinde artma (mikroalbüminüri) birlikte olabilir. Bu kişilerde kalp koroner damar hastalığı ve tip 2 şeker hastalığı çok sık görülür. Ülkemizde metabolik sendrom yaklaşık her 100 kişinin 20-25’inde vardır.
Açlık kan şekerinin 90-126 mg/dl arasında olmasına gizli şeker dendiği gibi Kan şekerinin yükleme testi (OGTT) sırasında (75 gram glukozla yapılan şeker yükleme testinde) 2. Saatte kan şekerinin 140 ile 199 mg/dl arasında çıkmasına “Şeker Tolerans Bozukluğu” veya ‘’Gizli Şeker’’ adı verilir. “Pre’’ sözcüğü latince ‘’ön’’ veya ‘’erken’’ anlamına gelmektedir. Diğer bir deyimle şeker hastalığının ön veya erken devresi demektir. Bu kişilerde diyabeti önleme programı ile (sağlıklı beslenme, egzersiz ve fazla kiloların verilmesi) hastalık geriletilebilir veya ortaya çıkması geciktirilir. Gizli şeker veya tıp dilindeki adıyla ‘’glukoz tolerans bozukluğu’’ toplumda şeker hastalığının iki katı oranda yani %20-25 oranında görülür. Bunun anlamı her 4 kişiden birisinde gizli şeker hastalığı olduğu anlamına gelmektedir. Her yıl bu hastaların % 4-9’unda aşikar şeker hastalığı gelişmektedir.
Tip 2 diyabet genetik olarak bu hastalığa eğilimi olan kişilerde ihtiyaçtan daha fazla kalori alımının devam etmesi durumunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Tip 2 diyabete neden olan birçok genetik bozukluk vardır. Bu genetik bozukluklar neticesinde şeker metabolizmasında ve bu arada yağ ve protein metabolizmasında da bozukluklar oluşarak şeker hastalığı meydana gelmektedir. Tip 2 diyabetli kişilerde hem insülin hormonu iyi çalışmaz ve etkisini gösteremez hem de pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu miktarında azalma vardır. İnsülin hormonunun etkisini gösteremediği yerler karaciğer, yağ ve kas dokularıdır. Pankreasdaki insülin salgılayan beta hücrelerinde de zaman içinde giderek azalma oluşur. Bu hücreler azaldıkca da insülinin miktarı azalır ve kanda şeker yükselmeye başlar. Kanda dolaşan yağ asitlerinin çok fazla olması ve bunların kandan dokulara girememesi de insülin hormon etkisini azaltmakta ve şeker hastalığına neden olabilmektedir. İnsülin hormonunun vücudumuzdaki doku veya hücrelerde yeterince etkili olamamasına İnsülin direnci (Rezistansı) adı verilir. Demek ki tip 2 diyabette hem insülin salgılanmasında bozukluk hem de insülin hormonunun yeterince etkili olamaması (insülin direnci) mevcuttur ve bu iki bozukluk nedeniyle tip 2 diyabet oluşmaktadır. Bu bozukluk karbonhidrat metabolizmasında bozukluk olarak başlarsa da yağ ve protein metabolizmasında da bozukluklarla beraber görülür. Yağ ve protein metabolizmasındaki bozukluklar da şeker hastalığının göz, sinir ve damarlarda hasar (komplikasyon) yapmasına veya hastalığın ortaya çıkarmasına katkıda bulunur.
Tip 2 Diyabet İçin risk faktörleri şunlardır: · Şişman veya kilolu olmak · Bel çevresi 90 cm’den fazla olmak · Hareketsiz yaşamak · Sigara içmek · Alkol kullanmak · Düşük lifli gıdalarla beslenmek (sebze-meyve az tüketmek) · Margarin yemek · Balık az yemek · İleri yaşta olmak ( özellikle 45 yaş üzeri risk artar) · Kadınlarda daha fazla görülür · Genetik eğilim · Önceki gebelikte kan şekerinin yüksek olması · Ailede şeker hastalığı olması · Tansiyon yüksekliği · Kan yağlarında yükseklik olması · Horlamak veya gece uykuda nefes durması · Polikistik over (yumurtalık) bulunması · Kanda insülin hormonunun yüksek olması · Homosistein yüksekliği · Stresli bir yaşam, Üzüntü, Sıkıntı
TİP 2 DİYABET
Tip 2 diyabet, daha önce ‘’insüline bağımlı olmayan diyabetes mellitus’’ veya ‘’erişkin diyabeti’’ olarak tanımlanmıştır. Bu hastalarda ilerleyen tarzda pankreasdaki insülin salgılayan beta hücrelerinde bozukluk ve insülin direnci vardır. Tip 2 diyabetlilerin üçte birinde yaşamı süresince mutlaka insülin kullanmak zorunluluğu ortaya çıkar. Tip 2 diyabet sıklığı son yıllarda şişmanlığın artmasına paralel olarak hızla artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü 2025 yılında dünyada 300 milyon kişide diyabet hastalığının gelişeceğini düşünmektedir. İlginç olanı ise daha çocukluk yaşlarında tip 2 diyabetin artık sık görülmeye başlanmasıdır. Tip 2 şeker hastalarının kanlarında hafif bir iltihabi durumu gösteren CRP ve IL-6 düzeylerinde artış saptanır. Yaş, hareketsizlik, karbonhidrattan zengin beslenmek, sigara, psikolojik stres ve düşük doğum ağırlığı tip 2 şeker hastalığı gelişme riskini artırır. İmmün sistemin (bağışıklık sistemi) uyarılması bu olayda rol oynamaktadır. Yorgunluk, uyku bozukluğu ve depresyon gibi şeker hastalığının diğer özellikleri kanda sitokinlerin artmasına bağlıdır.
a) Tip 2 diyabetin özellikleri :
-Bu hastalarda insülinin çalışması bozuk olduğu gibi salgısı da bozuktur -Genellikle 30 yaştan sonra görülürse de, her yaşta olabilir -Hastaların %80’ninde şişmanlık vardır, ancak şişman olmayanlarda da tip 2 diyabet gelişebilir. Şişman kişilerde kilo vermekle kan şekerinde önemli oranda düzelme görülür. -Tip 2 diyabet çok su içme, çok idrara çıkma gibi şikayetler olmadan da ortaya çıkabilir. - Şeker hastalığına bağlı göz, sinir ve damar hastalıkları birlikte olabilir. -Genetik yatkınlık ve kilo alma en önemli risk faktörleridir. -Bu hastaların kanlarında tip 1 diyabetlilerde olduğu gibi antikorlar bulunmaz.
b) Tip 2 Diyabetin Temel Özelliği: İnsülin Salgısındaki Bozukluktur
Pankreasdaki beta hücrelerinden insülin hormonunun salgılanması bozulmadan kan şekerinde yükselme olmaz. Bu nedenle pankreastaki beta hücrelerinin normal olarak çalışmaması Tip 2 diyabette esas problemdir. Tip 1 diyabette ise hiç insülin salgılanmaz. Tip 2 diyabetli hastaların çoğunda kanlarında insülin hormonu yüksek olarak bulunur. Tedavi olmamış çoğu Tip 2 diyabetli hastada aynı kilodaki şeker hastası olmayan sağlıklı bir kişiye göre kandaki insülin düzeyi 2-3 kat daha yüksektir. Ancak kandaki bu yüksek insülin düzeyi şeker yüksekliği azaldıkça azalır. Yani şeker yüksekliği de insülini arttıran bir etkiye sahiptir. OGTT dediğimiz şeker yükleme testi sırasında da kan şekeri arttıkça kanda insülin yükselir. Ancak kan şekeri 360mg/dl nin üstünde çıkınca insülin yükselmez. Gıdalarla glukoz alınınca bağırsaklardan salgılanan (GLP-1) isimli bir hormon ile ‘’glukoza bağımlı insulinotropik peptid (GIP) ‘’isimli başka bir hormon glukozun yaptığı insülin artışını iyice arttırır. Bu nedenle tip 2 diyabetli hastalarda kan insülin düzeyi yüksek olarak saptanır.
c) İnsülin Nasıl Salgılanır?
İnsülin hormonu, karnımızda midenin altında bulunan pankreas bezindeki beta hücrelerinden salgılanır. Pankreas bezinden insülin salgılanması beta hücresinin dışındaki glukoz konsantrasyonuna göre ayarlanır. Kanda şeker artınca ilk 1-2 dakika içinde pankreasdan insülin salgısı hızlı olur ve buna ‘’ilk faz insülin salgısı’’ denir. Bu salgı dönemi 3-7 dakika sürer. Daha sonra ikinci faz denen salgı oluşur ki, bu yavaş bir insülin salgılanmasıdır ve devamlıdır. OGTT sırasındaki kan şekerlerinin ortalaması, beta hücre fonksiyonu hakkında bilgi verir ve şeker ortalaması yüksekse beta hücresi iyi çalışmıyor demektir. Bu nedenle Tip 2 diyabetin gelişiminde beta hücre fonksiyonu büyük önem taşır. Normal glukoz toleransı olan kişilerde bile beta hücre fonksiyon bozukluğu olabilir. Bu kişilerde ilk faz insülin salgısı bozuktur. Tip 2 diyabetli hastalarda İlk anormallik ilk faz insülin salgısındaki bozukluktur. Ancak bu bozukluğu bilimsel olarak saptamak şu anda zordur. Karaciğer glukoz alan ve tüketen bir organ iken ilk faz insülin salgısı bozulunca glukoz üreten organ haline gelir ve kan şekerini yükseltir.
d) Tip 2 Diyabette Beta Hücre Kitlesinde Azalma oluşması:
Hafif şiddetteki Tip 2 Diyabetes Mellitusta insülin salgılanması %80 oranında azalır. İleri evrede şeker ve diğer besinlere karşı insülin salgısı yoktur. Bu nedenle beta hücre sayısında azalma vardır. Otopsi çalışmaları da bunu desteklemiştir.
e) Beta hücre yıkımı Nasıl Azaltılabilir?
Sağlıklı beslenme, egzersiz ve kilo kontrolü ile beta hücre yıkımı durdurulabilir ve beta hücreleri normalleşebilir. İnsülin direncini biz şişman kişilerde, yaşlılarda veya gebeliğin son 3 ayında görülebiliriz. İnsülin direnci beta hücresinin çalışmasını bozduğu gibi insülin salgılanmasını da bozar.
f) Tip 2 Diyabette Görülen Başlıca Bozukluklar:
1.İnsülin direnci Tip 2 Diyabette vardır, ancak bu direnç diyabeti olmayan birçok insanda da vardır. Bu nedenle sadece insülin rezistansı Tip 2 diyabete neden olmaz. 2.Erken evrelerinden itibaren Tip 2 diyabette insülin salgılanması bozuktur. İlk faz insülin salgılanma bozukluğu ilk görülen anormalliktir. 3.İnsülin salgılama kapasitesi tip 2 şeker hastalarında baştan beri bozuktur. 4.Tip 2 Diyabette pankreasdaki beta hücre kitlesi azalmıştır. 5.Beta hücreleri artan insülin ihtiyacını karşılayamaz 6.Kan şeker yüksekliğinin kendisi insülin hormon üretimini bozar ve insülin salınımı iyice azalır. Buna şeker zehirlenmesi (glukotoksisite) denir. 7.Bu nedenle erkenden ve etkili bir şekilde kan şekerini normale getirmek Tip 2 diyabet tedavisinde çok önemlidir.
İnsülin salgısı bozulmadan kan şeklinde yükselme olmamaktadır. Bu nedenle pankreastaki Beta hücrelerinin normal fonksiyonda olması veya olmaması Tip 2 diyabette esas problemdir.
Yukarıda anlatıldığı gibi tip 2 şeker hastalığı gelişimine neden olan 3 temel bozukluk vardır ve bunlar:
1.İnsülin hormonunun yetersiz salgısı ve pankreasdaki beta hücrelerinin azalması 2.İnsülin hormonunun etki gösteremesi (insülin direnci) 3.Karaciğerden şeker üretiminin artmasıdır
|