VEJETERYAN BESLENME
Vejeteryan beslenen kişilerde bazı vitamin ve proteinlerde eksiklikler mutlaka oluşur. Bunlar genellikle et ile alınan vitamin ve minerallerdir. Vejeteryan iseniz bazı vitamin ve minerallerin belirli aralıklarla ölçülmesi ve Tiroid Hormonlarının yapılması ve bir ENDOKRİN UZMANINA başvurmanız gerekir.
Vejeteryan beslenen bir kişide şu vitaminler genellikle kanlarında düşer:
1. B12 vitamini 2. Demir 3. kalsiyum 4. Mağnezyum 5. Çinko 6. Riboflavin vitamini 7. Tiroid hormonlarında bozukluk 8. D vitamini 9. A vitamini
B12 VİTAMİNİ
Vejeteryan olup et, tavuk, yumurta yemeyen ve süt ürünü içmeyen veya tüketmeyenlerde B12 vitamin eksikliği olur.
50 yaşın üzerindeki kişiler, vejetaryenler, gebe kalmayı planlayan kadınlar B12 vitaminini multivitamin ilaç olarak, günde 6-30 mikrogram almalıdırlar. Pernisiyöz anemi yoksa B12 vitamini ağızdan tablet şeklinde alınmalıdır. Pernisiyöz anemi durumunda ve mide ameliyatlılarda enjeksiyon şeklinde alınmalıdır.
B12 vitamini eksikliği olan kişilerde şu belirtiler görülür:
• Yorgunluk • Halsizlik • Bulantı • Kabızlık • Gaz • İştah kaybı • Kilo kaybı • Kansızlık • Yürümede zorluk ve denge bozukluğu • Unutkanlık • Demans • Dilde ağrı • Bacaklarda his kaybı ve uyuşma • Kansızlık • Kulakta çınlama
2. DEMİR
Demir kırmızı ette çok bulunur, beyaz ette ise çok az bulunur. Kuzu ciğeri, kuru kayısı, kepekli ekmek, sığır eti, yumurta, biftek, kırmızı şarap, soya, kuru fasulye, bezelye, patates, kuru üzüm, pekmez ve ıspanak gibi besinlerde demir vardır. Kolesterol korkusu nedeniyle kırmızı et yemeyenlerde sıklıkla demir eksikliği ve kansızlık oluşur. Bu nedenle kolesterol yüksekliği dahi olsa haftada bir kez haşlama olarak kırmızı et yemek gerekir.
Günlük Demir İhtiyacı Ne Kadar?
Günlük demir ihtiyacı 7-12 aylık bebeklik döneminde 11 mg/gün, 1-3 yaş arasında 7 mg/gün, 19-50 yaş arası erkeklerde 8 mg/gün, kadınlarda 18 mg/gün, gebelikte 27 mg/gün ve emzirme döneminde 9-100 mg/gün’dür
Demir yetmezliğine bağlı kansızlık (anemi) olduğunda şu belirtiler ortaya çıkar:
• Yorgunluk, halsizlik • Solgunluk, tırnaklarda kırılma, çarpıntı • Üşüme • Baş dönmesi, baş ağrısı • Uykusuzluk • Halsizlik ve güçsüzlük • İş veriminde düşme • Okul performansında azalma • Beyin fonksiyonlarında azalma • Vücut direncinde düşme ve enfeksiyonlara sık yakalanma • Dilde iltihap • Çok az hastada toprak yeme (pica anemisi)
3. KALSİYUM
Günlük kalsiyum ihtiyacı 14-18 yaş arası 1300 mg/gün, 19-50 yaş arası 100 mg/gün ve 51 yaş sonrası 1200 mg/gündür. A.B.D.’de yapılan çalışmalarda günlük kalsiyum ihtiyacının kişilerin ancak yarısında yeterli düzeyde alındığını göstermiştir. Ülkemizde bu oranın daha fazla olma olasılığı yüksektir.
Kan Kalsiyumu Düştüğünde Oluşan Belirtiler
Kol ve bacaklarda kramp Eklem ağrıları, Tırnaklarda kırılma, Tansiyonda artma, El ve bacaklarda uyuşma, Kolesterolde artış Depresyon görülebilir.
Kalsiyum İlaç Tipleri
Piyasada satılan kalsiyum ilaçlarının çoğu kalsiyum karbonat veya kalsiyum sitrat şeklindedir. Kalsiyum karbonat ucuz ve kolay bulunur. Mide asiti az olanlarda kalsiyum sitrat daha iyi emilir. Diğer kalsiyum ilaçları kalsiyum glukonat, kalsiyum laktat ve kalsiyum fosfattır.
Kalsiyum haplarını alırken bir defada 500 mg dan fazla almamalıdır. Emilimin iyi olması için örneğin 1000 mg lık kalsiyum hapı bir defada değil ikiye bölü iki defada alınmalıdır.
Kalsiyum alımı midede yanma, gaz, kabızlık yapabilir. Bu tür şikayertler varsa ilacı değiştirin, yemekle birlikte alın
4. MAĞNEZYUM
Mağnezyum vücudumuzda en fazla bulunan 4. mineraldir. Vücudumuzdaki mağnezyumun yarısı hücrelerin içinde, diğer yarısı da kalsiyum ve fosforla birlikte kemiklerde bulunur. Kan dolaşımında ise vücudumuzdaki toplam mağnezyumun %1’i bulunmaktadır.
Magnezyum, vücudumuzda kemik dokusu, sinir dokusu ve kasların çalışmasını ve kalp atımlarını düzenler. Kalsiyumla ortak görevleri vardır. Kemiklerin kuvvetli olmasını ve bağışıklık sistemini destekler. Mağnezyum kan şekerinin düzenli olmasını sağladığı gibi kan basıncını düzenler ve enerji metabolizmasını ayarlar. Mağnezyum ince barsaklardan emilir ve böbreklerden atılır.
Ispanak gibi yeşil sebzelerde mağnezyum bol bulunur. Kuru baklagiller, kuru yemiş (ceviz, badem gibi) ve tam tahıllar ve içme suyu mağnezyum kaynağıdır. Yer fıstığı, kepekli ekmek, peynir, tavuk, biftek, patates, portakal, domates, soğan, incir, üzüm, hurma, ceviz, badem, tohumlar, tam tahıllar, çavdar, yoğurt, patates, havuç, kereviz, fındık, marul ve pırasa gibi yeşil sebzelerde magnezyum bulunmaktadır.
Yeterli mağnezyum almak için günde 5 porsiyon sebze ve meyve yenmelidir. Rafine besinlerde mağnezyum çok az bulunur. Tam buğday ekmeğinde beyaz ekmeğe göre 2 kat daha fazla mağnezyum vardır. Mağnezyumun bir kısmını içtiğimiz sudan alırız. Sert sularda daha fazla mağnezyum vardır.
Günlük mağnezyum ihtiyacı 320-420 miligram kadardır.
Yeteri kadar yeşil sebze ve fındık, ceviz gibi mağnezyumdan zengin gıdalarla beslenenlerde şeker hastalığı riskinin azaldığı gösterilmiştir.
Yeteri kadar mağnezyumdan zengin gıdalarla beslenenlerde Tip 2 diyabet denen erişkin tip diyabetin daha az görüldüğü saptanmıştır.
5. ÇİNKO
Günlük çinko ihtiyaç 11 mg kadardır.
Çinko Hangi Gıdalarda Vardır?
Arpa, peynir, sığır eti, kepekli ekmek, tavuk, yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, balık, patates, ceviz, badem, tam tahıl, kuru fasulye, lahana, ayçekirdeği, karaciğer, kuzu eti ve tahıllarda çinko vardır. Kırmızı et ve tavuk eti gibi hayvansal gıdalarda bulunan çinko daha kolay emilir.
Diyete ilave olarak çinko ve demir alınacaksa, ikisinin farklı zamanlarda alınması gerekir.
Çinko Eksikliği:
Çinko eksikliğinde şu belirtiler oluşur:
• Büyümede gecikme • Kıllarda dökülme ve saç dökülmesi (alopesi), saç renginde değişiklik • İshal • Ergenliğe girememe, • Seksüel gelişim bozukluğu (hipogonadizm) • Penis sertleşmesinde zorluk (empotans) • Sperm sayısında azalma (oligospermi) • Göz ve deri yaraları • İştah kaybı • Kilo kaybı • Yaraların iyileşmesinde gecikme • Ağız tadında bozukluk • Bağışıklık sisteminde zayıflık ve kolay hastalanma • Gece körlüğü • Cilt hastalıkları
6. RİBOFLAVİN VİTAMİNİ:
B2 vitaminine tıp dilinde riboflavin denir. Riboflavin besin maddelerinin enerjiye dönüştürülmesinde, büyümede ve vücut direncinin artırılmasında faydalı olur. Riboflavin enzimlerin ve proteinlerin yapısında bulunur ki bunlara flavokoenzim ve flavoproteinler denir. Bu enzimler elektron transportu yaparak enerji üretiminde görev aldığı gibi karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasında rol alır.
Glutatyon redüktaz enziminde bulunarak antioksidan özellik gösterir.
Ribofalavin alınması homosisteini düşürür. Riboflavin demir emilimini de etkiler ve demir ile birlikte alındığında demir eksikliği anamisi daha iyi düzelir.
Riboflavin, bazı kanserlerin gelişmesini ve kansızlığı önler. Gözde katarakt oluşmasını (1.2 mg/gün gibi dozlarla) önlediği gibi, göz yorgunluğunu hafifletir ve migren ataklarını azaltabilir. Riboflavin vücudu zararlı maddelerin etkisinden koruyan glutatyon isimli bir enzimin oluşmasını sağlar. Tip 2 şeker hastalarında riboflavin eksikliği olabilir. Bu nedenle şeker hastalarına ilave olarak verilebilir.
B2 vitamini özellikle et, karaciğer, tavuk, yağsız süt, yoğurt, yumurta sarısı, peynir, papatya, ısırgan otu, adaçayı, brokoli, ıspanak, yeşil yapraklı sebzeler, balık, baklagiller ve tahıllarda bulunur.
Riboflavin yetmezliği tek başına nadir görülür. Genellikle diğer B vitamini eksikliği ile olur. Eksikliğinde dilde yanma, kırmızılık ve ağrı ve ağız çevresinde rahatsızlıklar, farenks (boğazda) yanma, normositik anemi, görme bozuklukları ve ciltte seboreik dermatit denen pullanmalar olabilir.
Riboflavin Yetmezliği görülen durumlar şunlardır:
• Anorexia nervozası olan hastalarda • Bağırsaklarda çölyak hastalığı veya diğer hastalığı olanlarda • Preklampside kan düzeyleri düşebilir. • Yeni doğan bebekte sarılık için yapılan ışık tedavisi sırasında • Alkoliklerde • Süt ve süt ürünü içmeyen veya bağırsaklarında laktaz enzimi eksikliği nedeniyle süt içemeyen kişilerde • Hipotiroidi (tiroid bezi yetmezliği) hastalarında • Adrenal bezi çalışmayanlarda • Aşırı egzersiz yapan sporcularda • Uzun süre fenobarbital veya barbiturat kullananlarda
Yukarıda belirtilen durumlarda riboflavin eksikliği oluşabileceğinden ilave B2 vitamini almalıdırlar. Günlük ihtiyaç 1.3 mg dır.
7. TİROİD HORMON BOZUKLUĞU:
Vejeteryanlar yeterli protein almadığından Tiroid hormon bozukluğu sık görülür. TSH T3 ve T4 hormonları belirli aralıklarla ölçülmeli ve ENDOKRİN UZMANINA başvurmalıdır.
8. D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ
Vejeteryanlarda en sık görülen eksiklikliklerden birisidir.
50 yaşın üzerinde D vitamini alımı yetersizdir. 50 yaşına kadar günde 200 ünite, 50-70 yaş arası 400-600 ünite D vitamini alınmalıdır. Ancak yapılan çalışmalar yetersiz güneş ışığı alan çocuk ve erişkinlerin 800-1000 ünite D vitamini almak gerektiğini ortaya koymuştur. Bu nedenle herkesin günlük 800 ünite D vitamini alması uygundur.
En kolay D vitamini alma yolu günde en az 15 dakika güneş ışığına maruz kalmaktır. Her gün el, yüz ve kolların 15 dakika güneş görmesi gerekir. Haftada 4-6 defa bu işlemi yapmak faydalıdır. Eğer bu mümkün değilse, en azından günlük 400 ünite D vitamini almak faydalı olur. Güneş görmeyen ülkelerde yaşayan insanlarda D vitamini vücutta daha az olduğundan multipl skleroz denilen hastalık daha çok görülür.
D vitamini eksik kişilerde vitamin D2 ‘nin 50.000 ünitelik kapsülü haftada bir verilir ve 8 hafta süreyle verilir. Daha sonra her 2-4 haftada bir verilir. Diğer bir tedavi şekli ise her gün 1000 ünite D3 vitamini veya 3000 ünite D2 vitamini hergün verilmelidir.
Yeterli D vitamini alım miktarı erişkinler için günlük 400 ünitedir. 70 yaşın üzerinde bu doz günde 800 ünite olmalı ve birlikte 1200 mg kalsiyum almalıdır.
KAYNAKLAR: 1. Prof Dr Metin Özata, Vitamin Mineral Bitkisel Ürün Rehberi, Gürer yayınları, 2008
|