DIABET
DIABET
(DIABET) BELİRTİLERİ
ŞEKER HASTALIĞI BELİRTİLERİ
Vücudumuz kendisi için gerekli olan enerjiyi yediğimiz gıdalardan elde eder. Yemek yedikten sonra gıdalar bağırsaklarda parçalanarak ufak şeker parçalarına dönüşür ve daha sonra bağırsaktan emilerek kan akımı yoluyla vücudumuza dağılır. Enerji sağlanması için kan şekerinin özellikle kas, karaciğer, yağ ve beyin gibi dokular olmak üzere tüm organların hücrelerine girmesi gerekir. Kanda bulunan şekerin hücrelere girmesi pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu sayesinde olur. İnsülin hormonu kanda yoksa veya olduğu halde hücrelerce emilemiyor ve etki gösteremiyorsa kandaki şeker hücreye giremediğinden birikir ve şekeriniz yükselmeye başlar. İşte kan şekerinin sabah aç karna yapılan ölçümde 126 mg/dl yi geçmesi durumuna şeker hastalığı diyoruz. Kanda şekeri 180 mg/dl’yi geçince idrarla atılmaya başlar, yani idrarırınızda şeker çıkar.
Şeker Hastalığının Belirtileri
Tip 1 şeker hastalarında çok su içme, çok idrara gitme, çok yemek yenmesine karşın kilo verme gibi şikayetler çok belirgin olduğu halde Tip 2 şeker hastalarında bu belirtiler silik olabilir ve hastalık sinsi bir şekilde başlar. Bu kişilerin çoğunda hiçbir şikayet olmayabilir. Bazı hastalarda ise sık idrara gitme, aşırı açlık, zayıflama, halsizlik, görmede bulanıklık, kadınlarda vajinal kaşıntı, susuzluk ve çok su içme gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Şeker hastalığında görülen belirtiler şunlardır:
Çok su içme ve ağız kuruması Çok idrara gitme Çok acıkma Çok yemek yemeye rağmen zayıflama ve halsizlik Yaraların geç iyileşmesi Cildin kuru ve kaşıntılı olması Ayaklarda uyuşma ve karıncalanma Görmede bulanıklık Vajinal kaşıntı Yemeklerden sonra uyku gelmesi Tatlıya düşkünlük Sinirlilik El ayalarında ve ayak altlarında yanma Uzun açlıklarda el-ayak titremesi Horlama
Şeker Hastalığının Gelişim Evreleri Şeker hastalığı 4 aşamada adım adım gelişir. Aşağıda verilen bu aşamaları çoğu zaman fark etme imkanı olmaz. Şeker hastalığının gelişim evreleri şunlardır: : 1.Reaktif hipoglisemi (Kan şekeri düşüklüğü) evresi Ailesinde şeker hastalığı olan kişilerde şeker hastalığı ortaya çıkmadan 3-4 yıl öncesi yemek sonrası kan şekerinde düşmeler olmaya başlar. Bunu anlamak için 3 veya 4 saatlik şeker yükleme testi yapılır. 3. ve 4. saatte kan şekerini 80 mg/ dl’nin altına düşmesine hipoglisemi veya kan şekeri düşüklüğü diyoruz. Bu esnada terleme, çarpıntı, nabız ve bazen tansiyon yükselmesi görülür. Bu durumun nedeni insülin seviyesinin yenen yemek sonrası kanda hızla yükselmesi ve daha sonra insülinin kan şekerini düşürmesidir. 2.Dönem: Açlık kan şekerinde bozukluk: Açlık kan şekerinin 100 ile 126 mg./dl arasında olmasıdır. Bu kişilerde tokluk kan şekeri normaldir. 3.Dönem: Tokluk kan şekerinde yükselme: Tokluk kan şekerinin, yani yemek sonrası 2. saatteki kan şekerinin 140 ile 199 mg/dl arasında olması durumudur. Bu duruma “gizli şeker “ hastalığı da denir. Bu hastaların % 30’unda 10 yıl içinde şeker hastalığı gelişir. Gizli şeker hastalarında sağlıklı beslenme ve egzersiz büyük önem taşır. Bu hastalarda kalp, göz, böbrek ve sinir hasarları gelişebilir. Bu nedenle gizli şeker ciddiye alınmalı ve kontrollere gidilmelidir. 4.Dönem: Aşikar Şeker Hastalığı: Bu dönemde şeker hastalığı ortaya çıkmıştır. Artık açlık kan şekeri 126 mg/dl veya daha yüksektir veya tokluk kan şekeri 2. saatte 200mg/dl’den daha yüksektir.
Şeker Hastalığının Toplumdaki Sıklığı:
Diyabet, yani şeker hastalığı ülkemizde ve dünyada hızla artan bir hastalıktır. Ülkemizde şeker hastası kişiler toplumun % 10’nu civarındadır; Diğer bir deyimle her on kişiden 1’inde şeker hastalığı vardır. Şişmanlık, kötü beslenme, hareketsizlik ve ailenizden aldığınız genetik eğilim sizde şeker hastalığı gelişmesine zemin hazırlar. Şeker hastalığını önlemek ve gelişmesini ortadan kaldırmak için sağlıklı beslenmeyi bilmek ve hareketi artırmak gerekmektedir. Şeker hastalığı körlük, böbrek yetmezliği, inme (felç) ve ayak kesilmesi gibi önemli komplikasyonlara neden olabilmektedir. Şeker hastalığı, özellikle de Tip 2 Diyabet dediğimiz erişkin tip şeker hastalığı sinsi bir şekilde gelişmekte ve ilerlemektedir. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi büyük önem taşımaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar şeker hastası olan her üç kişiden 1’inin hasta olduğunu bilmeden yaşadığını göstermiştir. Bu kişiler şeker hastası olduğunu tesadüfen veya başka hastalıklar ortaya çıktığında anlamaktadır. Şeker hastalığına bağlı komplikasyonlar (organ hasarları) kan şekeri çok yükselmeden 10-20 yıl önce sinsi olarak başlar. Erişkin yaştaki gizli şeker hastalarının çoğunluğu kilolu olduğu için ilaç kullanmaksızın sadece zayıflama, sağlıklı beslenme ve egzersiz ile şeker hastalığı gelişmesini önleyebilirler. Yapılan çalışmalar kendisinde şeker hastalığı olduğunu bilmeyen kişilerin oranının kendisinde şeker hastalığı olduğunu bilen hastaların %35’i kadar olduğunu göstermiştir. Diğer bir deyimle toplumdaki her 3 şeker hastasından birisi henüz hastalık teşhis edilmeden yaşamaktadır. Bu nedenle toplumun bu hastalık konusunda bilgilendirilmesi ve taramaların yapılması büyük önem taşımaktadır.
a) Şeker Hastalığının Tipleri Şeker hastalığının bazı değişik tipleri vardır. Bunları aşağıda şu şekil
de sıralayabiliriz:
Tip1 Diyabet Tip 2 Diyabet Metabolik Sendrom Şeker hastalığının nadir görülen genetik tipleri Pre-Diyabet dediğimiz ‘’Gizli Şeker’’ Gestasyonel Diyabetes Mellitus denilen ‘’Gebelikte görülen şeker hastalığı’’ Brittle (oynak) diyabet
b) Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Şeker hastalığının esasta iki tipi vardır ve bunlar Tip 1 ve Tip 2 diyabet olarak adlandırılır. Bunlardan en çok görüleni Tip 2 diyabettir ve tüm şeker hastalarının %90-95’i tip 2 diyabetlidir. Tip 1 diyabet daha çok çocuklarda görülen ve insülin ile tedavi edilmesi gereken şeker hastalığı tipidir. Bu hastalıkta insülin salgılanması olmadığından dışarıdan yapılan yapay insülin ile tedavi yapılır. Haplar ile tedavisi mümkün değildir. Şeker hastalarının yüzde 10’nunu tip 1 diyabet oluşturur. Tip 1 diyabet 9 aylıktan itibaren görülebilirse de en sık 12-14 yaşlarında ortaya çıkar. Tip 2 diyabet ise genellikle 30 yaşından sonra ortaya çıkan şeker hastalığı türüdür. Şeker hastalarının yüzde 90-95’i tip 2 diyabetlidir. Bu tip şeker hastalığında kanda insülin başlangıçta yüksek olmasına rağmen etkisini gösteremez, ve kandaki yüksek kan şekerini hücrelere sokamaz. Bu duruma “ insülin direnci “ adı da verilir. Bununla birlikte bu hastalarda zamanla insülin salgısı bozulabilir ve insülin tedavisine ihtiyaç gerekebilir.
PROF DR METIN OZATA
|