ENDOKRİNOLOJİ, ENDOKRİN, METABOLİZMA, TİROİD, DİYABET, DİYET, ZAYIFLAMA UZMANI
PROF. DR. METİN ÖZATA - ENDOKRİNOLOJİ, ENDOKRİN, METABOLİZMA, TİROİD, DİYABET, DİYET, ZAYIFLAMA UZMANI Endokrin, Endokrinoloji, Metabolizma, Zayıflama, Diyet, Diyabet, Diabet, Hipofiz, Prolaktin, Tiroid, Guatr, Tüylenme, Polikistik over, Paratiroid, Böbreküstü bezi, Hormon, Hormonlar, Testis, Yumurtalık, Metabolizma, Boy kısalığı, Kemik erimesi
 
 
TIROID
Prof. Dr. Metin ÖZATA
Yayımlanmış Kitaplar
ENDOKRIN-ENDOKRINOLOJI
HIPOFIZ
GUATR
Paratiroid
Böbreküstü Bezi-ADRENAL BEZ
Yumurtalık - Over
Testis hastalıkları
DIYABET-ŞEKER HASTALIĞI
Hormonlar ve …
Zayıflama - Diyet - Metabolizma
VITAMINLER
Makale Özetleri - Yenilikler
Site Haritası - Site Map
İletişim - Ulaşım
Videolar
Anasayfa

Kişiye Özel Kalıcı Zayıflama Rehberi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... Vitamin Miineral ve Bitkisel Ürün Rehberi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...
Gİ Diyeti - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... 99 Sayfada Kilo Yönetimi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...
ENDOKRİNOLOJİ - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... Diyabetle Kaliteli Yaşam Rehberi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...
Doğru Beslen - Formda Kal - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... 99 Sayfada Sağlıklı ve Dengeli Beslenme - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...
Guatr ve Tiroid Rehberi - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ... Tiroid Hakkında Bilmeniz Gereken Herşey - Prof. Dr. Metin ÖZATA - TIKLAYINIZ...

HOMOSİSTEİN NEDİR?

Homosistein kanda ölçülen bir aminoasit ( protein yapan aminoasitler). . Bunun yüksek olması kalp hastalığı ve beyin hastalıkları, sinir hastalıkları riskini artırır. Bunama, demans ve Parkinson hastalarında homosistein yüksekliği sorumlu tutulmaktadır. Ayrıca tekrarlayan düşüklerde homosistein yüksekliği sorumlu olabilir. İdeali 10 ve altında olmasıdır.

Homosistein yüksekliği Şu durumlarda olabilir:

1. Genetik enzim yetersizliği
2. Folik asit, B6 ve B12 vitamini yetrsizliği
3. Çok alkol içimi
4. Sigara ve fazla kahve içmek
5. Böbrek yetmezliği
6. Tiroid yetmezliği (hipotiroidi)
7. Şeker hastalığı
8. Lupus hastalığı denen romatizmal hastalık
9. kan yağları-kolesterol yüksekliği


Kalp damar hastalıklarının % 10-15'i homosistein yüksekliği nedeniyle oluşabilmektedir.

HOMOSİSTEİN DÜZEYİ KİMLERDE ÖLÇÜLMELİ

Kan yağları yüksek, diyabet yani şeker hastalığı olan, tiroid yetmezliği olan, hipertansiyonu olan, ailesinde kalp hastalığı olanlar homosistein düzeyi ölçtürmelidir. Bu kişilerde ayrıca HASSAS CRP ölçümü de yapılmalıdır.

HOMOSİSTEİN YÜKSEKLİĞİNDE TEDAVİ:

1 mg folik asit
400 mikrogram B12 vitamini,
10 mg pridoksin (B6 vitamini) homosisteini azaltır ve anjioplasti denen balon ameliyatı sonrası oluşan kalp koroner damarının tekrar tıkanmasını azaltır.

Bu vitaminlerin hepsinin birarada olduğu vitamin ilaçları da vardır. Bunun için bir Endokrin uzmanına başvurunuz.

Ayrıca homosistein yüksekliğinde

S-Adenozil Metionin (SAMe) kullanılabilir.

HOMOSİSTEİN YÜKSEKLİĞİNDE BESLENME

Glisemik indeks diyeti yapınız. Şekerli gıdalardan uzak durun. kan şekeri kontrol ettirin. Açlık kan şekeri 95 ve altında olmalıdır. kan kolesterol ve trigliserid ölçtürün. LDL kolesterol 130'un altında olmalıdır. Trigliserid 150 nin altında olmalıdır. TSH düzeyi yüksekse (>3) tiroid az çalışıyor demektir. Bir Endokrin Uzmanına tedavi olun.

Zeytin ve zeytin yağı yiyin. Zeytin yağı ile beslenenlerde homosistein azalır.

B12 ve folik asit alımı için kırmızı et haftada en az bir kez yağsız olarak yiyin. farklı sebze ve meyveler yiyin. sigara içmeyin.

Haftada 2 kez balık yiyin veya omega-3 desteği alınız.

Düşük Glisemik İndeksli Beslenmenin Faydaları

Yüksek glisemik indeksli (GI) yiyecekler, düşük GI yiyeceklere göre tokluk kan şekerinde ve yemek sonrası 2 saatlik kan şekeri cevabında daha çok artışa neden olurlar. Dünya Sağlık Örgütü sağlıklı yaşam için nişasta içermeyen polisakkaritlerden oluşan, düşük GI’li karbonhidrat ağırlıklı diyetin (Enerjinin %55’inden fazlası karbonhidrattan) tüketilmesini desteklemektedir.

Besinlerin kısa süreli doyurucu etkileri incelendiğinde düşük GI’li besinlerin yüksek olanlara göre daha doyurucu olduğu bulunmuştur. Yüksek GI ‘li öğünler, düşük GI’li öğünlerle karşılaştırıldığında yemek sonrası dönemde, kan şekerinde daha fazla yükselme ve düşmeye ve insülin düzeylerinde daha fazla artışa sebeb olurlar. Sonuç olarak ileri saatlerde yağ asitlerinde ve kan şekerinde daha fazla düşüşe ve acıkmaya neden olurlar. Düşük GI li gıdalarla ise insülin fazla yükselmediğinden kan şekeri fazla düşmez ve açlık olmaz.

Düşük GI’li besinlerin tüketilmesinin obez çocuklarda vücut kitle indekslerinde (kilolarında) daha fazla azalmaya neden olduğu bildirilmiştir.

Düşük GI’li diyetin obezite, kolon kanseri ve meme kanseri gelişiminde de koruyucu olduğu gösterilmiştir Düşük GI’li ve yüksek lifli besinler diyabetli bireylerde tokluk kan şekeri ve kilo kontrolünde düzelmeye yol açtığı için Kanada Diyabet Derneği, Avustralya Diyetisyen Cemiyeti, Avrupa Diyabet Çalışma Cemiyeti tarafından önerilmektedirler.

Glisemik indeksi düşük gıdalarla beslenince insülin hormonunda azalma ve enerji artması oluştuğu gibi yağ depolanması azalır ve mevcut yağlar yakılmaya başlar. Sonuçta da kilo kaybı oluşur.

Düşük GI’li beslenme kilo kaybını 2 mekanizmayla yapar:

1. Doygunluğu artırarak
2. Yağların yakılmasını artırarak

Düşük GI’li gıdalar yüksek GI’li gıdalara göre daha uzun süre tok tutarlar ve bu nedenle sonraki öğünde daha az yemeyi sağlarlar. Bir yemekteki GI oranını % 50 artırdığınızda doygunluk hissinde % 50 azalma olmaktadır. Doygunluk hissindeki bu artış bağırsaktan salgılanan kolesistokinin hormonunun düşük GI li diyetle daha fazla artış göstermesine bağlıdır.

Diğer diyetlere karşılık bu Gİ diyetinin faydalı olmasının nedeni insülin direncini kırmasıdır. 1200 kalorinin altında diyet yapmak insülin direncini arttırır ve kilo aldırır. Kilo vermek için acıkmanın ve tatlıya saldırmanın önlenmesi gerekir. Bunun yolu da düşük glisemik indeksli gıdalarla beslenmekten geçmektedir.

Diyetteki yağı azaltmakla veya toplam kaloriyi çok azaltmakla veya karbonhidrat miktarını çok azaltmakla açlık hissi baskılanamaz ve tekrar kilo alırsınız. Düşük glisemik indeksli beslenmede aç kalma veya özel bir beslenme şekli, yani bir gıdaya dayalı beslenme, yoktur.

Düşük glisemik indeksli beslenme ile

1. Yemeklerden sonra oluşan uyku basması, öğleden sonraları oluşan enerji kaybı, halsizlik yok olur. Enerji kaybı veya halsizlik yemek sonrası oluşan insülin ve şekerdeki dalgalanmalardan kaynaklanmaktadır. Beyine yeterli glukoz geldiğinden konsantre olursunuz. ve yorgunluğunuz ortadan kalkar.
2. Tip 2 diyabet, kalp hastalığı, tansiyon, depresyon ve bazı kanserler önlenir.
3. İyi uyku uyursunuz.
4. Acıkma nöbetleri azalır ve kalkar

 

 


 

 
   
 
© 2024 Prof. Dr. Metin ÖZATA Web Tasarım